_OĞUL_
Vatan Oğul, Bayrak Oğul, Devler Oğul, Can Oğul Sevmek Nedir?
Bunu Bilen Aşıklar Bismillah
Bu Oğullar Sümeyya Can Anadoludan Doğdular
Rabbi Esir Dileklerden Beşiklerden Bismillah
Ad Verirken İlk Ezandan İlk Duyduğum Kelamdan
Göz VE Gönül Aydınlatan Işıklara Bismillah
Emeklerken Diz Vurduğum, İz Vuduğum Her Yerde
Ayaklanıp Atladığım eşiklere Bismillah
Ak Önlükler İleyipte Belediğim Can Oğul
Ninnilere, Destanlara Koşuklara Bismillah
Düşte Gördün Kanlı Başım Peygamber Dizinde
Ocaklara Eşiklere Bismillah
Karamürsel , Kara Üzüm Gözlü Mürsel
Soy Oğul Gündüz Bey Canemli Yiğit
Bey Dağımca Bey Oğul!...
Gazi Battal Ülkesinnn Karayiğit Palası Devlet ğul, Müfret Oğul, Fidan Oğul, Toy Oğul
Anam Dedin, Baban Dedin Atam Dedin Bayrağa
Hem Al Bayrak Oldun İşte Hem Bayrakta Al Oğul
Bağrındaki Kurşunlarla Çık
Peygamber Katına
Ol Mübarek Avucunun İçini Birer Birer Say Oğul
Bet Yüzlüler, Kem Gözlüler Hor Bakarmış Vatana
Biz Tükenip, Yok Olmadan Olmaz Böyle Şey Oğul
Denilmişir
-Can Sağ İken , Yurt Verilmez Düşmana
Hem Sütümden, Hem Kanımdan, Hem Canımdan,
Bu Sendeki Huy oğul
Gazi Olur, Şehit Olur, İnan Oğul İnan!...
Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
Yurda ay yıldızın ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
Gölgene sığındık.
Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
Barışın güvercini, savaşın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen !
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim !
_AĞIT_
Göz gamın ne olduğunu bilseydi,
gökyüzü bu ayrılığı çekseydi,
padişah bu acıyı duysaydı;
göz gece demez gündüz demez ağlardı,
gökler yıldızlara, güneşle, ayla
gece demez gündüz demez ağlardı.
padişah bakardı ününe,
tacına, tahtına, tolgasına, kemerine,
gece demez gündüz demez ağlardı.
Gül bahçesi güzün geleceğini duysaydı,
uçan kuş avlanacağını bilseydi,
gerdek gecesi bu özlemi görseydi;
gül bahçesi hem güle hem dala ağlardı,
uçan kuş uçmaktan vazgeçer ağlardı,
gerdek gecesi öpüşmeye, sarılmaya ağlardı.
Zaloğlu bu zülmü görseydi,
ecel bu çığlığı duysaydı,
cellâdın yüreği olsaydı;
Zaloğlu savaşa, yiğitliğe ağlardı,
ecel bakardı kendine ağlardı,
cellât, yüreği taş olsa, ağlardı.
Kumru, başına geleceği duysaydı,
tabut, içine gireni bilseydi,
hayvanlarda bir parça akıl olsaydı;
kumru selviden ayrılır ağlardı,
tabut omuzda giderken ağlardı
öküzler, beygirler, kediler ağlardı.
Ölüm acılarını gördü tatlı can,
koyuldu işte böyle ağlamaya.
Olanlar oldu, gitti dostum benim.
şu dünya bir altüst olsa, ağlasa yeri var.
öylesine topraklar altında kalmışım.
_BİR GECELİK UYUMASAN NE OLUR_
Bir gececik uyuma, ne olur.
Ayrılık kapısını çalma bir gececik.
Bir gececik dostların gönlü olsun,
ne olur sabahı et bir gececik.
Bir gececik gözlerimiz seninle aydın olsun,
kör olsun şeytan bir gececik.
Dünyayı güzel kokular sarsın bütün.
Karanlıklardan ışıklar aksın ovalara.
Sofrandakiler dirilsin bir gececik.
Bir gececik uyuma, ne olur.
Ayrılık kapısını çalma bir gececik.
Bir gececik ata bin, meydana gel.
Gönüller bir gececik rahat olsun,
göğüsler meydana dönsün bir gececik.
Yeniler giyinelim biz kulların.
Musa gibi sen bir sopa al eline.
Sopa bir anda elinde yılan olsun.
Süleyman gibi sen karıncaların yanına var.
Karıncalar bir anda birer Süleyman olsun.
Ne olur, bir gececik kapısını çalma ayrılığın.
_DUY ŞİKAYET ETME_
Duy şikayet etmede her an bu ney,
Anlatır hep ayrılıklardan bu ney.
Der ki feryadım kamışlıktan gelir,
Duysa her kim, gözlerinden kan gelir.
Ayrılıktan parçalanmış bir yürek
İsterim ben, derdimi dökmem gerek.
Kim ki aslından ayırmış canını,
Öyle bekler, öyle vuslat anını.
Ağladım her yerde hep ah eyledim,
Gördüğüm her kul için dostum dedim.
Herkesin zannında dost oldum ama,
Kimse talip olmadı esrarıma.
Hiç değil feryadıma sırrım uzak,
Nerde bir göz, nerde bir candan kulak?
Aynadır ten can için, can ten için,
Lakin olmaz can gözü her kimsenin.
Ney sesi tekmil hava oldu ateş,
Hem yok olsun, kimde yoksa bu ateş!
Aşk ateş olmuş dökülmüştür ney'e,
Cezbesi aşkın karışmıştır mey'e.
Yardan ayrı dostu ney dost kıldı hem,
Perdesinden perdemiz yırtıldı hem.
Kanlı yoldan ney sunar hep arz-ı hal,
Hem verir Mecnunun aşkından misal.
Ney zehir, hem panzehir, ah nerde var,
Böyle bir dost, böyle bir özlemli yar?
Sırrı bu aklın bilinmez akl-ile,
Tek kulaktır müşteri, ancak dile.
Gam dolu günler zaman hep aynı hal,
Gün tamam oldu, yalan, yanlış, hayal.
Gün geçer yok korkumuz, her şey masal,
Ey temizlik örneği sen gitme, kal!
Kandı her şey, tek balık kanmaz sudan,
Gün uzar, rızkın eğer bulmazsa can.
Olgunun halinden ah, anlar mı ham?
Söz uzar, kesmek gerektir vesselam.
_GİTTİN_
Buradan bir nice acıyla, özlemle gittin,
sonra yalvardın yakardın amma
eline düşmüştün bir kere kaderin,
ne fayda sevgili, ne fayda.
Her yanda çareler aradın kendine,
olmadık şeyler yaptın her yanda.
Bulamadın bir çare, sonunda gittin,
ne fayda sevgili, ne fayda.
Kucağın güllerle doluydu senin,
ayın öndördü bir yüzün vardı .
Kopup halkasından dostlar meclisinin,
o aşağılık, o bayağı yere sen,
o karıncaların, yılanların yanına
ne oldu, nasıl oldu da gittin?
Nerde hani o cânım sözlerin şimdi?
Nerde hani o sırları çözen akıl?
Nerde hani gül bahçesine giden ayak?
Elimizi tutan el nerde hani?
Hoştun, güzeldin, eşin yoktu senin,
insanları hemen elde ederdin.
Ama kalktın çıktın bir uzun yolculuğa,
insanları yiyen toprağa gittin.
Ağlaya inleye sen gittin ama,
gökler de arkandan durmadı ağladı.
Parça parça etti yüzünü ay.
Gönlüm arkandan kan bağladı.
Şimdi ne edeyim, kime sorayım seni?
İyi insanlar arasında mısın orda?
Yani dostlar meclisinde mi?
Yoksa bir kenarda boynun bükük mü kaldın?
Öyle bir yere gittin ki bu sefer,
izinin tozu bile belli değil.
Ne kadar da kanlıymış gittiğin yol!
_HATIRLA AMA_
Bir tatlı ömür gibi gitmeye niyetlendin,
ayrılık atına eyer vurdun inadına.
Ama bizi unutma, hatırla ama.
Sana temiz dostlar, iyi dostlar, bağdaş dostlar
yeryüzünde de var. gökyüzünde de var.
Eski dostla ettiğin yemini, hatırla ama.
Sen her gece ay değirmisini
başına yastık edince yollarda,
dizimde yattığın geceleri hatırla ama.
Sen ey, hüsrev'i kendine kul,
Şirin gibi bir nice güzeli esir eden,
aşkının ateşiyle tıpkı Ferhat gibi benim
ayrılık dağını delmede olduğumu, hatırla ama.
Bir deniz kesilen gözlerimin kıyısında
bir aşk ovasını görmüştün hani;
sarfan dallarıyla, ağustos gülleriyle sarmaşdolaş.
Bunu unutma, hatırla ama.
Ey Tebrizli Şems,
dinim aşktır benim, senin yüzünü gördüm göreli,
benim dinim senin yüzünde övünür, ey sevgili.
Bunu unutma, hatırla ama.
_O GELİYOR O_
Yollara sular dökün,
bahçelere müjdeler edin,
bahar kokuları geliyor,
o geliyor, o
Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.
Yol verin, açılın, savulun.
Beri durun, beri.
Yüzü apaydınlık, akpak,
bastığı yeri ardında gündüzler gibi bırakarak
O geliyor, o.
Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.
Gökler yeryüzünü kapladı, örttü bir anda.
Bir anda dört yanı misk gibi bir koku sardı.
Bir anda bir velvele, bir kıyamet koptu cihanda.
O geliyor, o.
Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.
Bir anda can geldi bağlara, bağlar ışıdı.
Bir anda açıldı baktı bağlara gözler.
Bir anda bizde ne gam kaldı, ne dert kaldı, ne keder.
O geliyor, o.
Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.
Yayından fırladı ok.
Hedefe ha vardı, ha varacak.
Bahçeler selama durdu.
Selviler ayağa kalktı.
Çayır çimen yollara düştü.
İşte konca, ata binmiş geliyor.
Biz ne duruyoruz,
O geliyor, o.
Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.
Sen bizim yöremize gelirsen göreceksin, ey şems,
Huyumuz sadece susmak olmuş bizim, susmak.
Senin güzel gözlerinçin işte canım pusuda.
Rahatım kaçtı benim,
geceleri uykum kalmadı gitti ama,
bak işte o güzel günler yola çıkmış geliyor.
_TÖVBE_
Ey çalgıcı,
şu gazeli oku:
Ben sevgiliden geçtim, de.
Gülden, dikenden geçtim,
tövbe ettim, de.
Bir gün sarhoştum,
bir gün şöyle böyle.
İkisinden de yudum elimi.
Baktım na buraya kadar tövbenin içindeyim,
dedim tövbelerime tövbe.
Bu köyün şarapçısı hani nerede?
Çabuk şu şağrağı doldursun.
Ar da neymiş,
namus da ne?
Körkütük olmuşum, körkütük işte,
sıcağa, soğuğa tövbe etmişim,
yaşa, kuruya tövbe.
Gel çalgıcı, gel,
ben yolumdan çıkmışım bikere.
Sen bilirsin yolunu,
al çalgıyı, vur tele.
Gönlüm benim paramparça.
Bir çare derdime, bir çare.
Göster kendini, çık ortaya,
gecemizi aydınlat.
Çok karanlık, çok.
_VERDİM CANIMI GİTTİ_
Nerde bir topluluk görürsen, tellal,
hiç durma, bağır:
Kaçan bir kul gördünüz mü ey insanlar, de,
tertemiz kokan bir kul gördünüz mü,
ay parçası bir yüzü var,
baştanbaşa fitne.
Savaş vakti tez gider, de , tellal,
barış vakti uysal olur, de.
Nerde bir topluluk görürsen, tellal,
hiç durma, bağır:
İnce boylu, güler yüzlü, tatlı sözlü,
tez canlı, çevik bir kul gördünüz mü?
Sırtında bir al kaftan taşıyor.
Kucağında bir rebap, elinde bir yay var, de , tellal,
Çaldığı hep güzel, hep sıcak havalar, de.
Nerede bir topluluk görürsen, tellal,
hiç durma, bağır:
Onun bağından bir meyva devşiren var mı ey insanlar, de,
onun gül bahçesinden bir demet gül deren var mı?
İş ki çıksın bir habercik getirsin biri ondan bana, tellal
çıksın biri ondan bana bir şeyler desin iş ki,
söyle, verdim canımı ona gitti, telal,
verdim ona gitti.
_Al Götür_
Ne Yaptımsa Sana Yaranamadım
Bir Canım Kaldı Onu Da Al Götür
Yürekten Gelerek Aranamadım
Bir Canım Kaldı Onu Da Al Götür Hayırsız...
Ölüm Döşeğine Düştüm Düşecem
Herkes Görsün Yaraları Deşecem
Allah Büyük Belki İyileşecem
Bir Canım Var Gel Al Götür Hayırsız...
Aşık Mustafa'yım Bilmeyen Bilsin
Çektiğim Sevdaya Gülenler Gülsün
Arar Bulamazsın Haberin Olsun
Bir Canım Var Gel Onu Da Al Götür Hayırsız...
_Ölüler Aramaz Gülüm_
Gel Küsülü Gezmeyelim
Dost Dosttan Iramaz Gülüm
Gönülleri Üzmeyelim
Bir Şeye Yaranmaz Gülüm
Ağın Üstünde Karayım
Dermanı Kimden Arayım
Sen İlaçsın Ben Yarayım
Hekimler Saramaz Gülüm
Olur Olmaza Taşlattın
Bahar Görmeden Kışlattın
Bu Ateşi Sen Başlattın
Kimse Karartmaz Gülüm
Bak Çevrili Her Yanımız
Belki Akacak Kanımız
Bu Gidişle Kervanımız
Menzile Varamaz Gülüm
Mustafa'yım Gülmeyince
Ben Giderim Gelmeyince
Aşk Biter Mi Ölmeyince
Ölüler Aramaz Gülüm...
_Uyarı_
Sevda Gelmeden Başa
İnce Eleyip Sık Dolu
Kırktan Sonra Gelirse
Yasin-i Şerif Oku
Çaresini Bulamam
İlacı Yok Hekimde
Kimine Ocak Şubat
Kimine Eylül Ekimde
Ocak Şubat Kurtulur
Umudu Yüzde Doksan
Eylül Ekim Ya Sapık
Yada Akıldan Noksan
Şu Anda Sevdalığın
Zulmünü Yaşıyorum
Gönüle Çok Sözüm Var
Mantığa Şaşıyorum
Eş Diyorsan Var Eşim
Gelin Damat Ve Torun
Teşhisim Çok Kolay
Başta Kafada Sorun
Sevdalık Çağ Atladı
Ticari Şekil Aldı
O Tertemiz Duygular
Geçmiş Yıllarda Kaldı
Paran Varsa Güzelsin
Hatta Çok Çok Güzelsin
Eğer Paran Yok İse
Allah Belanı Versin
Parası Olanların
Sevdası Uzun Sürer
Benim Gibi Fakirlerin
Başına Çorap Örer
Bu Yüzden Sevdalıklar
Yıldan Düştü Saate
Olursa Peşin Olsun
Bakmıyorlar Vaade
Duydun Mu Para Sesi
Ensendedir Nefesi
Dedik Ya Çağ Atladı
Yiyip Gitmek Hevesi
Bu İşe Çıkıyorsan
Çok Çok Önemli Vakit
Seviyorum Diyorsan
Çok Çok Olacak Nakit
Yapılacak Tek İş Var
Dikkat İster Her Adım
Dikkatimi Dağıttın
Malumunuz Feryadım...
_Gitmiyor Başımdan_
Başımdan Gitmiyor Gamım Kederim
Kaderimdir Benim Kime Ne Derim
Ölüme De Koşa Koşa Giderim
Bu Tatlı Canımdan Bıktım mı Bilmem
Tesbih Gibi Elden Ele Verildim
Şal Ettiler Yerden Yere Serildim
Günde Yüz Bin Kere Öldüm Dirildim
İdam Sehbasına Çıktım mı Bilmem
İnsan Can Dostunu Çok Geç Seviyor
Canım Bildiklerim Kanım İçiyor
Dar Sokakta Görmezden Geçiyor
Az Da Olsa Gönül Yıktımmı Bilmem
Osman'ım Elbet Vardır Kusurum
Zaman İlerledi Yarım Asırım
Bir Güzelin Gözlerine Esirim
Alıcı Gözüyle Baktım Mı Bilmem...
_ANLATAMAM DERDİMİ DERTSİZ İNSANA_
Anlatamam derdimi dertsiz insana
Derd çekmeyen dert kıymetin bilemez
Derdim bana derman imiş bilmedim
Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz
Gülü yetiştirir dikenli çalı
Arı her çiçekten yapıyor balı
Kişi sabır ile bulur kemali
Sabretmeyen maksudunu bulamaz
Ah çeker aşıklar ağlar zarınan
Yüce dağlar şöhret bulmuş karınan
Çağlar deli gönül ırmaklarınan
Ağlar ağlar göz yaşların silemez
Veysel günler geçti yaş altmış oldu
Döküldü yaprağım güllerim soldu
Gemi yükün aldı gam ilen doldu
Harekete kimse mani olamaz
_SADECE GÜLÜMSE_
Durmadan kurulup dağılan bu yerde
Hiç bir dost arama.
Güvenilir bir sığınak, hiç! ..
Bırak acı yüreğinde konaklasın
Olmaza çare arama...
Kimse sana gülmeden sen acıya gülümse,
Yaşamana bak!
_SENİ DÜŞÜNÜRKEN_
Ben, seni düşünürken,
yaşım ne olursa olsun
çocuk olurum.
O kolu sökük, el örgüsü kazak
ve lastik tokyalarıyla
salya sümük küfredip, ağlayan,
minicik elleriyle pencereleri kıran,
isyankar, hırçın, gözükara
bir çocuk olurum.
Ben seni düşünürken, aşkın ne olduğunu
ve neden yaşadığımı aramadan bulurum_
_SATAN UTANSIN_
Kendi öz yurdumda ben miyim garip?
Beni bir köşeye atan utansın
Eğilmiyor diye,kurdu hor görüp,
İti el üstünde tutan utansın!..
Oğlumuz sokağa itiliyorken,
Ve kanına zehir katılıyorken
Yolda kızlarımız satılıyorken
Yatağında rahat yatan utansın!..
Ne canım mühimdi,ne de rahatım
Ne kanım kıymetli,ne de hayatım
Ne bedelim vardı,ne de fiyatım
Beni üç kuruşa satan utansın!..
Ben asiydim,ıslah edemezlerdi
Kurtların üstüne gidemezlerdi
Böyle koyun gibi güdemezlerdi
Beni bu sürüye katan utansın!..
Namusumuza el uzatan varsa,
Böyle durur muyduk,dünyalar dursa
Şu bayrak yerlerde çiğneniyorsa
Ayağa kalkmayan vatan utansın
Bu devri yıkmayan vatan utansın!..
_EĞER KALBİM SENİ UNUTACAK KADAR ADİ İSE ELLERİMDE ONU PARÇALAYACAK KADAR ASİDİR_
_BİTANEM_
_İSYAN ETMİŞİM BEN_
Aya öfkelenmişim ben,
işte böyle kapkaranlık bir gece olmuşum.
Padişaha kızmışım,
çırılçıplak bir yoksul olmuşum.
Güzeller sıltanı gel demiş,
evine çağırmış beni.
Ben bir yolunu bulmuşum,
yola baş kaldırmışım.
Sevgilim baş çeker, naz ederse,
gamlara atar, kararsız korsa beni,
bir kez olsun ah demem, inad için.
Ah'a da kızmışım ben.
Bir bakarsın altınla aldatırlar beni o.
Bir bakarsın şanla şerefle aldatırlar beni.
Oysa altın falan istemiş değilim ondan,
şanla şerefe hele çoktan boş vermişim.
Ben bir demirim,
mıknatıstan kaçıyorum.
Bir saman çöpüyüm ben,
mıknatıslara yan çizmişim.
Ben öyle bir zerreyim ki,
bütün âleme isyan etmişim.
Havaya, toprağa isyan etmişim,
Ateşe, suya isyan etmişim.
Altı yöne isyan etmişim.
Beş duyuya isyan etmişim.
Hava, toprak, ateş, su da neymiş ki,
altı yön de neymiş,
beş duyu da ne.
Benim için hiç bir şey umurumda değil.
SEVGIMDEN SÜPEN VARSA
Ardimda var nice güller
gözüm görmez hic bir güllü
benim gönlüm bir nazli gülde,
o bakar hangi gullene sarayda
var gözümde ne konakda
benim gözüm gercek seven yarda
benim özüm bir mendil salsam yara alir
koynunda saklarmi yara
benim yaram derin bir yara.
kabuk tutmus yar gelip yarami sara
yar adin dilimde türkü oldun nerde
o tatli dilin senden baska yar tanimam,
sar beni beline salma ne olur
su gurbet eline
yalan varsa sözümde özümde,
su gurbetde mezarimmi dostlarim elleriyle
kazsin icdigim su zehir cikdi yare
sözüm neden sana yalan geldi
sahte sözle yar sevilmez,
gurbetcinin kalbi yok denilmer
bizi siladan ayiran utansin yar
gel ne olursun anla su halimi
hastayim yatakdayim artik
can vermekdeyim
sözümde süpen varsa gel topraga
at beni
HANİ NERDE
Akşam olunca evimize çekiliyor perde
Uykularım kaçıyor bu uzun gecelerde
Kalbim dayanmıyor düştüm çaresiz derde
Bayramda herkes geldi, hani benim aslanım nerede
Benim biricik yiğidim ve şehidim
Evimizin köşesinde hep seni ararım
Eller güler oynarken ben hep kan ağlarım
Şu fani dünyada sana hep ben yanarım
Her gün bahçemdeki güller gibi sararıp solarım
Benim biricik yiğidim ve şehidim
Karlı dağlardan sular şırıl şırıl akarken
Kareli gömleğimin yakasına resmini takarken
Sarılmış kefeninde mis gibi kokarken
Musalla taşında tabutuna üzgün üzgün bakarken
Benim biricik yiğidim ve şehidim
Top arabasında giderken hep sana baktım
Yenilmez duygu ve acılarımı içime attım
Feleğin attığı sillenin acısını sende tattım
Yazmış olduğum şiirlerde hep seni anlattım
Benim biricik yiğidim ve şehidim
-''GÖZ YAŞIM DİNMEDİ''
Dinle sevgili ;
- Sana olan aşkımı anlattım bu Gece Çankırı' ya sus ve dinle dedim .
- Kalbim atıyor ama onsuz .
- Nefes alıyorum ama onsuz .
- Hayal kuruyorum ama onsuz .
.........ne yapsam hep onsuzum dedim. Şaşkındı Gözleri dolarak neden dedi ?
verilecek tek bir cevap vardı :
anladın mı aşkımı Çankırı ! sen bile ağlarken ona , ben ne yapayım tek başıma ! ! !
DÜNYANIN BİLE DURACAĞINI BİLİYORKEN
NASIL İNANABİLİRİM Kİ SANA
ÖLÜMSÜZ OLUCAK DEDİĞİN AŞKA
HER SESSİZ DURUŞUNDA DUYDUĞUNU BİLİYORUM
YÜREĞİNİN ÇIĞLIKLARINI DUYDUĞUNU, BİLE BİLE
NASIL DUYMAMAZLIKTAN GELEBİLİYORSUN
BEN SÖYLİYEYİMMİ?
BENİM ÇIĞLIĞIMIDA DUYACAKSIN
VE ARKANI DÖNMEDEN GİDECEKSİN
...
...
DUYUCAKSIN BİLİYORUM,AMA UMURSAMAYACAKSIN
KALBİN SESLENECEK SUS DİYECEKSİN SEN BEYNİNE CEVAP VERECEKSİN
SIKILDIM ARTIK YENİ EĞLENCE LAZIM DİYECEKSİN
DİYECEKSİN AMA
BEDENİN KABULLENMEYECEK
RUHUNUN KAHPELİĞİNE SIĞINARAK
YAPACAKSIN YİNEDE, UNUTMA UNUTMAK
ZOR OLSADA MEZARDA BİTECEK AŞK YOKTUR
GİDENLE KALINMAZ...
Önce ayak seslerin kesilecek, sonra senden kalan kokuyu rüzgarlara savuracağım.. Gözyaşlarımı susturup yaralarıma merhem diye acıyı basacağım, kalbim ritmi bozuk bir saat gibi atsada adını her anışında, senden kalan ne varsa unutacağım. Bir özün kalacak içimde birde sevdan kalbimde, geriye kalan ne varsa ben bu gün bu şehirde yakacağım..!
Kimi zaman boş gelir dünya..Keşkelern ağır basar,hangi adımı atacağını bilemezsin.Bir kelebek olmayı düşlersin yada kuş..Özgürce uçmak istersin maviliklerde yarım kalmış hayallerin,dudaklarından dökülmeyen bir çift kelime boğazında düğümlenir.Seni kimse anlamaz,sen kendi denizinde boğulup qidersin...
Birgün daha beni eritip bitirmene ihtiyacım yok
Ve Herşeyden Vazgeçiyorum ..!
Anlamıyormusun?
Sana daha fazla ihtiyacım yok, boş verilmiş olmak istemiyorum
Bu aralar iyi değilim
Bazen kendime bağırıyormuşum gibi hissediyorum
Canımı yakıyorum
Susuyorum
Bazen bilmediğim bir inanmayış içindeyim
Her nasılsa yalnız kalmaya ihtiyaç duyuyorum artık
...
Benı bana bırakmanı istıyorum
Ruhumu acıtmana daha fazla ıhytıyacım yok işte!
Beni kendime bıraK
Gitmek daha kolay Tum bu acıyla burada tek başıma yuzleşmekten
Bir şeyleri özlediğimi hissetmiyor olmak istiyorum
Sen yoksun artık hıssetmıyorum demek istiyorum Sesım cıkmıyor
Ve her şeyden vazgeçiyorum
ve parçalanmak üzereyim
nefes almak için biraz boşluğa ihtiyacım var
Önemli biriymişim gibi davranmayı bırak artık!
Yok olduk bız, sen yok ettın bizi
Anla artık''Bız' yokuz
Bu son gulumsemem
Hersey parçalandı yok oldu
Kırılmamaya çalışıyordum ama artık yoruldum
Birgün daha beni eritip bitirmene ihtiyacım yok
Dışardan aşağı baktım ve gordum
Yok olmuşuz biz
Bu aşkı burada sen noktaladın
Artık ne duamsın nede bedduam
Kendini mechule sen uğurladın
Artık ne duamsın nede bedduam
Yıllarca aşkınla boşa yanmışım
Seni bir sevgili bir dost sanmışım
Bir hiçmişsin meyer ben aldanmışım
Artık ne duamsın nede bedduam
...
Gül değil dikensin gönül tahtımda
Bir kara çalısın aşk mezarımda
Şimdi bir ölüsün sen mezarımda
Artık ne duamsın nede bedduam
Bir gönül nedir ki senin sevgine
Canımdan can iste ömrümden ömür
Yeter ki sev beni anla hep böyle
Canımdan can iste ömrümden ömür
Canımdan can iste ömrümden ömür
Dünyayı versem de senin için az
Hiç bir şey aşkıma bedel olamaz
Sen böyle sevdikçe etmem itiraz
Canımdan can iste ömrümden ömür
...
Canımdan can iste ömrümden ömür
Sen verdin gönlüme bu mutluluğu
Seninle buldum ben bak huzurumu
Aşkınla anladım var olduğumu
Canımdan can iste ömrümden ömür
Canımdan can iste ömrümden ömür
Zormu$ ßöyLe Sensiz kaLmak. MutLuLukk Yerine Aciyi KucakLamak. Her$eydn Zormu$ seNi Sensiz Ya$amak. ßakmaya KiyamazDim o güzeL GözLeriNe. ßir teK seNi Yazmi$tim Yüregime. Ya$amakK DeniLirse SensizLige. I$te Ya$iyoRm HasretinLe. Hiç Çaresiz Hissetmemi$tim ßöyLe. Meger UnutmaK Ne zoRmu$ GözLerini Aciyi çiLeyi ÖgreNdimde ßir teK SensizLigi ÖgreNemedim. öLümüNe SevmeLi. öLümde oLsa SevmeNin ßedeLi. Insan SevdigiNi ßiraKipta GitmemeLi ..!
Yüreğınde ' V E F A '' Yoksa Yaklaşma Bana derim..!!
Görmesini Bilene Uçsuz Bucaksız '' D E N İ Z İ M ''
Göremeyene ' K ö R M Ü Ş '' der Geçerim..!
Hani Derler ya Hak Edene '' N E F E S '' Olurum Diye.?
Onlar Palavra...! Ben '' N E F E S İ N '' taa Kendisiyim..!
Bunu İyi Bilir Sevgimle İlgimle '' H A Y A T '' Verdiklerim..!!
Ya zamanından erken gelirim;
Dünyaya geldigim gibi,
Ya zamanindan çok geç;
Seni bu yaşta sevdiğim gibi.
Mutluluğa hep geç kalırım;
Hep erken giderim mutsuzluğa.
Ya hersey bitmiştir çoktan,
Ya hiçbir sey başlamamış.
Öyle bir zamanına geldimki yaşamın
...
...Ölüme erken sevgiye geç.
Yine gecikmişim bağışla sevgilim;
Sevgiye on kala, ölüme beş...
|